Yavuz'a Atfedilen Beddua Manzumesi

Gönderen Açuk Bitig , 23 Mart 2012 Cuma 18:47

İnternette sıkça karşımıza çıkan bir bilgiye göre, Yavuz Sultan Selim Ridaniye (Bir iddiaya göre Çaldıran) seferinden dönmekte iken, yaptırdığı bir hayratın yıkılmış olduğunu (Başka bir iddiaya göre ise suların zehirlenmiş olduğunu) görür. Bu işin sorumlusu bölgede yaşayan Kürtlerdir. Bu nedenle Yavuz Sultan Selim bir çeşme yaptırır ve üzerine şu satırları yazdırır:

"Kürde derman verme ya Rab, dehre sultan olmasın
Çarık sıksın ayağını, asla iflah olmasın
Vur sopayı al haracı, karnı bile doymasın
Ol çeşmeden gavur içsin, Kürt'e nasip olmasın

Vasiyetim oldur kim
Kürt bin kere yalvarsın
İnanma, kanma
Yakana bit, kapına Kürt dadandırma."

Bu manzum bedduanın Yavuz Sultan Selim'e ait olamayacağını birkaç sebepten dolayı tahmin edebiliriz. Ancak söz konusu tarih olduğu için, işi usulüne uygun yapmak istedik. Bu bilginin kaynağını aradığımızda karşımıza "Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Zuhuri Danışman Derlemesi, c.3, syf.80" şeklinde bir kaynakça çıktı.

Bu bilginin bahsedilen kaynakta yer almadığını daha önce Mustafa Armağan ve Cezmi Yurtsever de yazmıştı. Fakat bir kere de biz kontrol etmek istedik. Verilen kaynak şudur:

  

Görüleceği üzere, bahsedilen kaynağın bahsedilen sayfasında böyle bir bilgi yer almamaktadır.

Bununla yetinmeyerek, sayfa numarasının yanlış verilmiş olması gibi bir ihtimali de düşündük ve eseri taradık. Eserde böyle bir bilgi yer almıyor.

Vezni dahi bozuk olan ve kaynaktan mahrum bu manzumenin Yavuz Sultan Selim'e ait olduğunu gösterir bir tarihi veri bulunmamaktadır. İddia sahipleri iddialarını ispatlamadıkları müddetçe, bu iddianın hayal mahsulü olduğunu kabul etmek gerekmektedir.

4 Response to "Yavuz'a Atfedilen Beddua Manzumesi"

Adsız Says:

Peki Kürtlerin kökeni hakkında bir çalışmanız var mı?
Elegeş yazıtındaki Kört el kan ifadesi ne anlama geliyor?

Açuk Bitig Says:

Kürtlerin köken olarak Türk yahut Turani olduklarını gösterecek bir veri yoktur. Bundan ötesi Türk tarihi ile ilgili olmadığından çalışma alanımıza girmiyor.

Bahsettiğiniz yazıttaki ifadeyle ilgili olarak, alanın en yetkin isimlerinden Talat Tekin'in bir makalesi vardır. Konuyu çok güzel izah etmiş olduğundan biz ayrı bir yazı konusu yapmıyoruz. Tartışmalı kısım "körtle" olarak okunur ve "güzel" anlamına gelen, Uygurca şiirlerde de geçen bir övgü sözüdür. İfadenin "Kürt el kan" olarak okunması ise, bahsedilen Kürt devletinin öncesi, sonrası, nerede bulunduğu, ne yaptığı gibi onlarca soru doğurur ki bu sorular yanıtlanmadan, yalnızca tartışmalı bir okumaya dayanarak bir grubun etnik aidiyeti tespit edilemez.

Adsız Says:

Şiir farsçadır manası yukarıdaki mısralara denk düşmekte olduğu 1999 yılında Hasan PULUR tarafından bildirilmiştir.
cilt ve sayfa konusunda bir hata mevcut olabilir. cilt ve sayfada o şiirin olmaması şiirin yok olduğu manasına gelmez. cilt ve sayfa konusunda araştırma yapılması gerekir.
Araştırma yapıldığına dair bir kaynak mevcut olmadıkça bu iddiamıza hayal mahsulü demek iftira olarak nitelendirilecektir.

Açuk Bitig Says:

Sayın okurumuz,

Usul olarak bildirdiğinizin tam tersine bir süreç izlemek gerekir. Bu şiirin var olmadığını tespit etmek için araştırmaya yapmaya ve kaynak bulmaya gerek yoktur. Şiirin varlığını iddia edenlerin kaynak göstermeleri gerekir. Şimdiye kadar tek bir kaynak göstermişlerdir, o kaynakta da öyle bir bilgi yer almamaktadır.

Şiirin varlığını iddia eden kişinin Hasan Pulur olmasının bir önemi yoktur. Hasan Bey tarihçi değildir, geçerli bir kaynak göstermediği müddetçe tarihçi olsa idi de fark etmezdi.

Eğer bir gün geçerli bir kaynak ile şiirin varlığı ispat olunursa biz bunu zaten kabul ederiz ve yayımlarız. Mevcut durumda, kaynağı meçhul bir iddiayı reddetmek iftira değil, bilimsel tutum olarak nitelendirilir.

Yorum Gönder