"Çin Seddi Neden İnşa Edildi?" başlıklı yazımızda, Hunlara Türk denilmesindeki anakronizmin önemini hak etmediği ölçüde abartıp Hunları neredeyse Türklük ile ilgisiz bir topluluk hâline getirecek yorumlar yapanlardan bahsetmiştik. Şimdi, bu anakronizm ciddi araştırmacılar tarafından ne ölçüde dikkate alınıyor, buna değinmek gerek.
İç Asya tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınan Lev Nikolayeviç Gumilyov, Hunların dili hakkında fikir beyan ederken şunları söylemiş:
"Shiratoriy, bizim Hunca diye bildiğimiz kelimelerin Türkçe ve günümüze kadar ulaşan Hunca bir cümlenin de yine aynı dilde olduğunu ispat etti."¹
"Yukarıda belirtilen görüşlere istinaden, Hunlar'ın Türkçe konuşan bir halk oldukları konusundaki şüphelerin asılsızlığı neticesine varılabileceği gibi..."²
Türk adının olmadığı bir dönemde Türkçe adının var olduğunu düşünmek elbette mümkün değildir. Ancak, görüleceği üzere Gumilyov gibi bir otorite, daha sonra "Türkçe" adını alacak olan bir dilden bahsederken de "Türkçe" diyebilmektedir. Böylece anakronizm iddiası da yenik düşmektedir.
Halkların, milletlerin, toplumların kökenlerini araştırırken dil üzerinden gitmek gerektiğini, elimizdeki en güvenilir objektif kriterin dil olduğunu düşünüyorum. Ancak bu herkesi tatmin etmeyecektir. O hâlde, antropolojiyi de konuya dâhil etmek gerek.
Bilim dünyasının önde gelen sinologlarından Wolfram Eberhard'ın bilgisine başvurmadan olmaz:
"H'yunğ-nu kavimleri arasındaki kuvvetli ahenk bize, bunları bir gruptan olarak tanıtıyor ve Türkleri de biz, bu kavimler arasında görüyoruz. Buna mukabil aceba H'yunğ-nuları, Türk olarak kabul etmek mümkün mü, değil mi sorusu hakkında muhakkak itirazlar yükselecektir. Benim için burada hiç şüpheye yer yoktur. Zira, vaktiyle H'yunğ-nuların kültür maddeleri olarak nelerden bahsediliyorsa, bunların tamamiyle aynıları, sonradan Tu-cüe'lerde geçiyor ki biz, bu Tu-cüe'lerin 'Türkler' olduğuna hiç şüphemiz yoktur. Sonra bütün Türkler için hususiyet gösteren kurttan türeme efsanesi H'yunğ-nularda da vardır. Yine şimdiye kadar tetkik edilegelen H'yunğ-nu dili bakiyelerinin bugün bile Türkler arasında kullanıldığı bu hakikatı teyit eder."³
Bilinsin isterim ki "Hunlar Türk'tür." teziyle kastedilen, "Hunlar tek bir kavimdir. Kendilerini Türk olarak isimlendirirler." önermesi değildir. "Hunlar Türk'tür." teziyle kastedilen, çeşitli kavimlerden oluşan bu federasyonun kurucu-merkezi idaresinin, daha sonra Türkçe adını alacak dili konuştuğu ve daha sonra Türk olarak adlandırılacak olan insanların kökenini teşkil ettiğidir. Bu tezin bu hâline yönelik itirazlar bilimsel dayanaktan yoksundur.
______________________________________________
¹ GUMILËV, L. N., (çev. Batur, D. A.), Hunlar, İstanbul 2003, syf. 63
² GUMILËV, a.g.e., syf. 64
³ EBERHARD, W, (çev. Uluğtuğ, N.), Çin'in Şimal Komşuları, Ankara 1996, syf. 90-91
hunlarda sosyal hayat ile ilgili derin bilgilere nereden ulaşabiliriz? bir de hun kağanlarının isimlerinin çin kaynaklarından alınarak okunduğu için orijinal hallerinin pek kestirilemediğini duymuştum. bu doğru mudur? değilse orijinal hun isimlerine hangi kaynaklardan ulaşabilirim?