Ortaylı'nın Oğuz-Öküz İlişkisi Hakkındaki İddiası ve Oğuz Adının Anlamı

Gönderen Açuk Bitig , 11 Nisan 2012 Çarşamba 05:15

"Oğuz" adının anlamı konusunda literatürde birçok çalışma bulunabilir. Biz bu yazıyı İlber Ortaylı'nın Oğuz adının öküz kelimesinden geldiği yönündeki iddiasını değerlendirmek için kaleme alıyoruz.


İlber Ortaylı'nın belirttiğine göre, Oğuz kelimesi, öküz kelimesinin ses değişimi geçirmesiyle ortaya çıkmış bir addır. Öküz, erkekliği ve üremeyi simgeleyen bir hayvan olarak, bir kavmin adı hâline gelmiştir. İlber Hoca'nın bu görüşü ilk kez nerede, ne şekilde dile getirdiğini bilemiyoruz. Fakat biz buna, Fatih Altaylı'nın sunduğu Teke Tek Özel adlı programda rastladık. Aynı programda İlber Hoca'ya çeşitli tepkiler de geldi ve Oğuz'un "ok" kelimesinden türediği söylendi. Murat Bardakçı ise bu görüşe "ok" kelimesinin kaf ile, "oğuz" kelimesinin ise kef ile yazıldığını belirterek karşı çıktı ve İlber Ortaylı'ya destek verdi.

Ortaylı'nın bu iddialarına öküz kelimesinin olumsuz çağrışımından hareketle gelen tepkilere hak verecek değiliz. Öküz bu gün anlayışsız, kaba insanları betimlemek için kullanılan bir sıfat olsa da, bu anlamını belli ki sonradan kazanmıştır. Bugün yine aşağılama amaçlı olarak kullanılan devenin eskiden beri isim olarak kullanılması (buğra=erkek deve), ayının şaman kostümlerinin (Sahacası "manyak") ana temasını oluşturması gibi, öküz de pekâlâ bir kavmin adı olabilirdi. Olsa idi, bunda da gocunacak hiçbir şey olmazdı ve tarihçilere, dilcilere düşen gerçeği olduğu gibi kabul etmek olurdu.

Bununla birlikte, biz Ortaylı'nın dile getirdiği bu görüşe maalesef iştirak edemiyoruz.

İlk olarak belirtmek gerekir ki, Oğuz adının kullanıldığı dönemde "öküz" kelimesi de aynen kullanımda idi.

Kâşgarlı Mahmud'un eserinde öküz kelimesi اكز şeklinde, "Oğuz" kelimesi ise اغز şeklinde yer almaktadır. "Ok" kelimesi Murat Bardakçı'nın söylediği gibi kaf ile, اق şeklinde yazılsa da, "Oğuz" adının kef ile yazıldığı iddiası, dönem için doğru değildir.

Doğru olsa idi dahi sözcüklerin Arap alfabesindeki yazılışı bakımından değil, ses olayları bakımından değerlendirilmesi gerekirdi. Türkçede kural olarak sert sessiz ile (k) biten sözcüğe ünlü ile (u) başlayan bir ek geldiğinde sert sessizin yumuşayacağı (ve /ğ/ olacağı) açıktır. Bu nedenle "ok" sözcüğünün de "Oğuz" hâline gelmesi, Türkçedeki ses değişimleri bakımından sıradan bir durumdur.

Ok, eski Türkçede bir insan topluluğunu işaret eder, kabile anlamına gelir. Eski Türkçedeki çoğul eklerinden biri de -z ekidir. Bu ek ve bu sözcük bir araya geldiğinde ortaya ok-u-z = Oğuz adı çıkar. Bu adın anlamı "kabileler" yahut "boylar" olarak verilebilir.

Bu görüşümüzü (Elbette bu görüşün bize ait olmadığını, Ligeti'den Gumilyov'a birçok âlim tarafından daha önce dile getirildiğini hatırlatalım.1) destekleyen bir veri de, Oğuz adının yalnızca bir özel isim olarak kullanılmadığı durumlardır.2

Misalen, Oğuzlarla doğrudan bir bağlantısı bulunmayan Dokuz Oğuz (Tokuz Oguz) kavminin adı, "dokuz boy" anlamına gelmektedir. Dokuz Oğuzlar gerçekten de dokuz kavmin (P'u-ku, Hun, Bayırku, Tonra, Ssu-chie, Ch'i-pi, A-pu-sse, Ku-lun-wu-ku, Ediz) bir araya gelmesinden oluşmakta idi.3

Bütün bunlar bir arada değerlendirildiğinde, "oğuz" sözcüğünün "ok" sözcüğünden türediği anlaşılmaktadır. Literatürde en fazla kabul gören görüş de budur. Buna mukabil, bu sözcüğü "öküz"le ilişkilendirmek için elimizde yeterli veri bulunmamaktadır. Bu nedenle, hocamız İlber Ortaylı'nın ve Sayın Murat Bardakçı'nın görüşüne maalesef iştirak edemiyoruz.


__________________________________
1 KARADOĞAN, Ahmet, "Köktürk Yazıtları’ndaki 'Türük oġuz begleri bodun eşidiñ' ve 'Oġuzı yeme tarkınç ol temiş' Cümlelerin-de Geçen oġuz Kelimesi Üzerine", Bilig, Sayı: 37
2 KARADOĞAN, Ahmet, a.g.e.
3 TAŞAĞIL, Ahmet, Çin Kaynaklarına Göre Eski Türk Boyları, Ankara 2004, syf. 113

17 Response to "Ortaylı'nın Oğuz-Öküz İlişkisi Hakkındaki İddiası ve Oğuz Adının Anlamı"

Adsız Says:

Elimizdeki bulguları,tarihsel olarak değerlendirirsek oğuz adının öküz'den önce tarih sahnesine çıktığını görürüz.Öküz sözcüğü, ölmüş bir Hint-Avrupa dili olan Toharca’dan alınmıştır(Mirşanist tarihi bir kenara koyarsak).

Oğuz adı Ok-lar yani boylar anlamına gelmez mi "uz" eki zaten çoğul ekidir.

Açuk Bitig Says:

Elbette, bizim iddiamız da bu yöndedir, genel kabul de bu yöndedir.

Adsız Says:

Murat Bardakçı'nın yaptığı programlarda yanlışların haddi hesabı kalmadı.Bizi üzen nokta burası.

Açuk Bitig Says:

İnsanlar yazarken bile hata yapıyorken, konuşurken mutlaka hatalar yapacaklardır. Bu nedenle, Teke Tek Özel'de yahut Tarihin Arka Odası'nda çeşitli hatalar yapılmasını da çok yadırgamıyorum. Yalnızca, bu hatalar tabii de olsa insanlar tarafından dikkate alındığından, düzeltilmeleri gerektiği düşüncesiyle bunları eleştiriyorum. Fakat, gördüğüm kadarıyla Murat Bey, çok iyi bildiği konularda ne kadar iddialı ise, uzmanı olmadığı konularda da aynı derecede iddialı konuşuyor. Bu da kanaatimce hataların sayısını ve vahametini artırıyor.

Bvray Says:

Her şey bir yana sığırın erkekliği, üremeyi simgelediği söylenemez.

Sığırın üreyenine boğa, kısırlaştırılmışına öküz denir. Kaldı ki Orta Asya'da büyükbaş hayvancılık yapacak kadar otlak arazi var mıydı emin değilim. Bildiğim kadarıyla Asya'da küçükbaş hayvancılık yapılır. Büyükbaş hayvancılık Akdeniz havzasına inince yaygınlaşmıştır.

Unknown Says:

Oguz kelimesi yoruk/kazak/gocer anlamindadir, Evsiz demekdir.
Eve sahibi uygur'un ziddidir. Ev/uy/ug ayni herhalde.

Turk kelimesi de tirek/direk demekdir. Dokuz oguz/on uygur birlik anlasmasini da orhun anitlarina benzer bir agac veya tas
direge yazmislar. Tirek turk olmus. Tahmin ederim Orhun anitlarindan daha da eski tirekler var.

Pervane Saridagli Says:

Esasen sizin öne sürdügünüz savin akla ve mantiga uygun oldugunu düsünmekle birlikte, Oguz Kagan ve onun (muhtemel) târihi kisiligini düsündügümüzde oguz kelimesinin öküz mânasina gelmesinin daha dogru bir yaklasim olabilecegini düsünüyorum...
Söyle izah edeyim, bildiginiz gibi Oguz Kagan'in târihi sahsiyetine dâir yapilan arastirmalarda onun muhtemelen Iran-Turân (Iskit) savaslarinda ortaya çikmis bir lider oldugu görüsü hâkimdir... Bildiginiz gibi Iran ve Turân arasindaki kadim sinir Ceyhun (Amuderya) kabul edilir... Grekçe ve Latince'de bu nehrin adi 'oxos/oxus'tur... 'Oxos/oxus' 'öküz' demektir, hem fonetik olarak hem de kelime mânasi olarak bizdeki öküz (ve belkide oguz) kelimesinin anlamina uymaktadir... Oguz Kagan'in ismini bu (sinir vazifesi gören) nehre vermis olabilecegini veyâ ismini bu nehirden almis olabilecegini düsünmek çok mu abes? Ister kelimenin özü Grekçe olsun, isterse Türkçe, böyle bir ihtimâli tamâmen uçuk sayabilir miyiz?

Adsız Says:

Ok-uz > Oğuz ses değişimi çağdaş Türkiye Türkçesi için geçerli olur da, Eski Türkçe için düşünülemez. Ok-uz > Oguz değişimi de Eski Türkçe için pek kabul edilebilir değil. Kaldı ki sözcük Orhun yazıtlarında K ile değil G ile yazılı. Bence, köken olarak "ok" (boy) sözcüğü değil de "ug" (uruk, boy) sözcüğünü düşünmek gerekir (> Yenisey, ugdaş "urukdaş, boydaş"; ayrıca, uguş "aile, uruk" > Yeni Türkçe, oğuş "aile, uruk").

Açuk Bitig Says:

Sayın Sarıdağlı,

Yorumunuzu kayda değer bulduk. Etimolojik açıklama ok+u(z)'un daha kolay olması sebebiyle yine de bu yönde yapılmalı kanaatindeyiz, ancak bahsettiğiniz ihtimali uçuk saymamız mümkün değil.

Adsız Says:

Sayın sarıdağlı o devirde nehir kelimesinin karşılığı Türkçede ögüz idi.Avrupalıların Ceyhun'a oksus demesnin nedeni bu olamaz mı?

Mehmet Hanedar Says:

Zaman zaman Türk tarihi ile ilgili internet'te bir şeyler araştırırken sizin blogunuzda denk gelirdi. Yazılarınız sayesinde kendim için bilgi edinmiş oldum. Bu konuda teşekkür ederim. Ancak Oğuz sözcüğünün anlamına biraz farklı bakıyorum. Bununla ilgili yazım ise aşağıda ki linktedir.

http://benimdenemeler-im.blogspot.it/2014/11/oguz-nedir.html

iyi günler

Adsız Says:

Bu konuda Pervane Sarıdağlı nın yorumunu çok dikkate değer buluyorum. Bu arada Orta Asya steplerinde sığır yetiştirilecek ot varmıydı? sorusuna orda onbinlerce at sürüsünün yetiştirildiği dolayısıyla büyük baş hayvanların da yetiştirilebileceği açıklamasını getirmek isterim. Ortam bilgileri bu konuda çok önemli çünkü. Ayrıca bugün bile bir çok antilop türü oralarda mevcut, kuşkusuz 1000 sene öncesine kadar yabani eşek ve at sürüleri de orda yaşıyordu. Bunlardan Prezelavaski atının soyunun hala devam ettiği söyleniyor. Çok muhtemel ki Orta Asya steplerinde yabani sığır sürüleri de bulunuyordu. Bugün Polonyada kalıntı halinde bulunan ve Kuzey Amerika steplerinde yaşamaya devam ettirilen bufaloların kuzeyde Sibirya ile güneydeki stepler arasında mevsimlik olarak göç eden sürüler şeklinde yaşamış olmaları da çok mümkün. En azından prototürkler onlarla karşılaşmış olmalı. Sorun bunların nezamana kadar yaşaşamış oldukları. Belki de Ceyhun-Amuderya veya Oxos/Oxus nehrinden göç ederken çarpıcı bir şekilde geçen yabani sığır türü mevcuttu. Bu isim nehre adını vermiş olabilir.

Adsız Says:

Jean Paul Roux'da Ilber Ortayli gibi dusunuyor (ya da Ilber Ortayli'da J. Paul Roux gibi)
Hatirladigim kadariyla Turk Boylari bayraklarina hayvan sembolu de koyuyorlar ve kendilerini bazi hayvanlarla ozdeslestiriyorlar.

Ayrica cift boynuzlu migfer kullanmalari ve guclu olmalari ....

Benim fikrim ise, bu yorum dogru olmasa bile gercege cok uzak degil.

Adsız Says:

İtalya adını veren italo, italyadaki kavimlerden birinin ilahı olup, öküz'dür. Hepsi olmasa bile çoğu İtalyan, İtalya'nın anlamını bilir ama gücenmez.

Unknown Says:

ibni fadlan oğuzların erkek organına taptıklarını ve boyunlarında hayvanların erkek organı oldğunu yazar.boğa her dönem erkek egemen bir zihniyet için sembol olmuştur

Adsız Says:

Brittanica'nin 1970 versionlarinda, ingilizcedeki Ogre kelimisinin de Ogur/Oguz isminden geldigi. At ustunden inmeden (uzengi/stirrup sayesinde) akin duzenleyen eski oguzlarin, o zamanki avrupali kavimler gozunde at ile butunlesmis iri yaratiklar olarak algilandigindan muteakip, "ogre" kelimesinin turedigi ifade edilmektedir.

Ahm Says:

Bütün yorumları okuyup içinde verilen bilgileri değerlendirdiğimde, öküzün tarih boyunca kutsallık addedilen bir hayvan olmasını da düşününce, en büyük ihtimalin öküzden gelmesi olduğunu düşündüm. Oğuz Kağan’ın bir boğayı (gergedan diye de geçer) alt etmesi belki de Ceyhun nehri civarında düşmanı yenmesinin bir efsaneleşmiş halidir. Eski Türk mitolojisine göre Hint etkisi ile dünyanın öküzün üstünde bulunduğu veya merkez tanrı olduğu inancını da dikkate alırsak öküzün bir güç, kudret ve kutsallık ifadesi olduğu ve tercih edilmiş olabileceği de ortaya çıkıyor. Bu konuda şu makaleyi tavsiye ederim. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/173056

Yorum Gönder