Gökler ve Yerler: Türk Düalizmine Giriş

Gönderen Açuk Bitig , 23 Temmuz 2011 Cumartesi 01:12

Türk mitolojisi, tekli, ikili, dörtlü ve çoklu bir sistem üzerine kurulmuştur. Çoklu bir sistemdir çünkü kainattaki bütün ruhlar irade sahibidir. Dörtlü bir sistemdir çünkü dünyanın varlığı dört ana yön üzerinden düşünülmüş ve mevsimlerden vakitlere kadar her şey bu dört parçaya pay edilmiştir. İkili bir sistemdir çünkü bu kainattaki her varlık ya aydınlık taraftadır yahut karanlık taraftadır. Bütün bunlara rağmen tekli bir sistemdir çünkü tüm bu saydıklarımız arasında bir uyum söz konusudur.

Düalist sistemler genellikle iyi ve kötünün mücadelesini konu edinir. Hürmüz ile Ehrimen arasındaki savaş, klasik düalizmin en açık örneğidir. Hürmüz (Ahura Mazda) saf ışıktır ve saf iyiliktir. Kötülük onda bulunmaz. Ehrimen ise kötülüklerin kaynağıdır. Bu nedenle Hürmüz ile Ehrimen arasında bir savaş sürüp gider. Bu savaş sonunda Hürmüz tarafından kazanılacak, yeryüzüne iyilik hâkim olacaktır.

Türk düalizmi bu hususta Çin'le benzerlik gösterir ve İran'ın bu mutlak düalizminden ayrılır. Benzer bir kozmoloji anlayışına sahip olan Türkler ve Çinliler, Yin-Yang'ın işaret ettiği gibi, iyiliğin içinde kötülüğün, kötülüğün içinde iyiliğin bulunduğuna inanırlar. Işık ve karanlıkla tasnif edilen zıt unsurlar, esasında birbirini desteklemekte, birbirinin varlığını sağlamaktadır ve bu döngü, Zerdüşt inancının aksine sonsuzdur. Zira kainat, ancak bu iki unsurun varlığı ile yürümektedir:

"Bu kâinatta, üstteki gök parlaktır, altta yağız yer karanlıktır. Güneş tanrısı parlaktır, ay tanrısı karanlıktır. Ateş parlaktır, su karanlıktır. Er parlaktır, dişi karanlıktır. Bu yerli-göklü, dişili erkekli (ilkeler) kavuşursa, bütün canlı ve cansız, iki türlü varlık doğar, belirir.... Güneş ve ay karışıp, kavuşarak yol almaktadır. Bundan ötürü, yazlı-kışlı dört mevsim olur."

Yer veya gök unsuruna (ve böylece aydınlık ya da karanlık unsuruna) bağlı olan her türlü ruh hürmete değerdir. Bu nedenle, İranlıların şaşkınlıkla belirttikleri üzere, "Türkler iyi veya kötü ayırt etmeksizin bütün ruhlara taparlar." Kurbanlar Ülgen için kesilebileceği gibi, Erlig için de kesilebilir.

Türk inanç sistemi içerisinde bu anlayışın bir istisnası gibi gözüken en önemli unsur şüphesiz "Kalgançı Çak" inancıdır. Teleütler arasında yaygın olan bu inanç, bir kıyamet inancıdır ve Ülgen ile Erlig'in savaşını konu edinir. Ancak anlatılan kurgu semavi dinlerin kıyamet anlayışına o kadar benzemektedir ki bu inancın Türk mitolojisine geç dönemlerde İslam yahut Hıristiyanlık etkisi ile girdiğini düşünmek daha doğru olacaktır.,

Türk mitolojisinde düalist sistemin sanata yansıması iyilik ve kötülük, aydınlık ve karanlık, dişilik ve erkeklik gibi ayrımlardan ziyade, yer ile gök ayrımında görülmektedir. Türk sanatında özel bir yeri olan hayvanlar arasında mücadele sahneleri, taş kabartmalardan ahşap oymalara kadar birçok yerde görülebilir. Bu tasvirlerde genellikle yer unsuru ile ilişkilendirilen bir hayvan (mesela boğa) ile gök unsuru ile ilişkilendirilen bir hayvan (mesela kurt) arasındaki mücadele anlatılır.

Türk düalizmi içinde aydınlık ilkesi ile ilişkili temel kavramlar: Güneş, gün, yaz, erkek, ateş, Mars, kuşlar, gök kurt (bozkurt, kök börü) vb.

Türk düalizmi içinde karanlık ilkesi ile ilişkili temel kavramlar: Ay, gece, kış, dişi, su, Merkür, boğalar, yılanlar vb.

0 Response to "Gökler ve Yerler: Türk Düalizmine Giriş"

Yorum Gönder